29 Ocak 2011 Cumartesi

Yaratık Çocuk

  "Abla" dedim, "o çocuğu salma buraya,  bak gürültü yapıyo' uyuyamıyoruz sonra" dedim. Hiç bi'şey söylemeden yüzüme korku dolu gözlerle bakıp çocuğuna döndü ve "Ge-burıya, geç içeri" diye hafifçe bağırdı.Saat öğlen bir civarıydı ve ortalama bir normal insanın yapacağının tersine, ben bu saatte uyuyordum. Aslında uyumaya çalışıyordum zira karşı binanın zemin katında oturan teyzenin insan - yaratık karışımı yavrusu beni uyutmamak için elinden geleni yapıyordu..
        İki binanın arasındaki boşluk 3-4 metreydi ve bahsini geçirdiğim teyzenin evladı, bu dar alanı adeta kendi yarısahasına çevirmiş, delilerce bağırarak elindeki futbol topuyla sağa sola şut çekiyordu. En son bu şerefsiz evladının çektiği şut benim odamla dışarının bağlantısını kesen duvarda patlayınca "Eaaaah! S.kerim seni de, topunu da lan! .mına koduğun çocuğuna bak sen yaaaa.." diye yataktan fırladım. Müthiş sinirliydim. Hemen cama yönelerek bir hışımla perdeyi araladım. Kornişten hafif "cart" sesi geldi. Pencereyi açıp gözlerimle hemen yaratığa kilitlendim. İnanın dostlarım, o an elimde roket atar falan olsa hiç düşünmeden o çocuğu oracıkta atomlarına ayırabilirdim.

                                                                              
Hepsi iki sene sonra sigaraya başlayacak.
                                                                                 

"Şşşşşşşşşşşşşşşşşşşt! Bak lan buraya! Oyna'mıycaksın lan burda top, yürü evine!" diye azarladım pezevengi. Penceredeki annesine baktım, "Abla burası çocuk parkı diil, salma şunu buraya, bak şuracıkta gırtlaklarım çocuunu" diye tehdit ettim. Kocası cama geldi, konuşmasına hiç fırsat vermeden,"Dayı" dedim, "Bak ben gece vardiyasında çalışıyorum, gündüz uyuyorum evde" dedim. Sinirlerim iyice gerilmişti. Adam öküz Türkçe'siyle bi'şeyler geveledikten sonra karısını da çocuğuna alıp bahçe kapısından içeri girdi. Sinirim yatışmıyordu. Üstüne üstlük tüm bu saçmasapan mevzular uykumu kaçırmıştı. Camı kapamadan bi' sigara yaktım. Hızlı hızlı içip dışarı attım. Camı ve perdeyi örtüp uyumak için tekrar yatağa girdim. Aradan 5 dakika geçmeden Kapı zilim adeta bir .rospu çocuğuymuşsuna çalmaya başladı. Gözlerimi açıp yataktan fırladım. "Öldürsem ya ben bunları" diye kendi kendime bağırarak koridora koştum. Kapıyı açtım. Bu kez karşı binanın birinci katında oturan abla kapımdaydı. Yaratık doğuran teyzenin bi' kopyası gibi, sadece yaşça küçüğü. Aynı model, aynı tip, aynı insanlıktan nasibini alamamış bi kopyası gibi, kabus gibi."Ne var abla, sen ne istiyosun?" dedim. Yüzüme uzaylı görmüş masum köylü bakışıyla, "Onlar benim çocuklarıım diiiildi" dedi. Büyük olasılıkla olaylara seyirci olmuş, bağırdım veledi kendi çocuğu zannetmişti ve bunu söylemek için kalkıp kapıma kadar gelmişti. Ben ise kendimi bir kabusta olduğuma inandırmaya çalışıyor ve uyanınca kendimi Mayami sahillerinde güzel bi' hatunla kol kola mojito içerken bulacağımı temenni ediyordum. Bir sinirle kendime geldim. "Ya abla ne saçmalıyosun lan sen? Sana demedim ben onları hasta mısın sen? Yürü evine" diyip kapıyı olanca gücümle suratına çarptım. Sinir kat sayım giderek artıyordu. Odaya uğradım, bi' sigara alıp salona geldim. Uykum tamamen kaçmıştı. Üstelik saat ikiye yaklaşıyordu ve bu saatten sonra uyumanın da pek bi anlamı kalmamıştı. Sigarayı yakmamla inanılmaz bi' baş ağrısı beynimin tam ortasında belirivermişti.  Arka arkaya bi' ton küfür ettim. Her şeye küfür ettim. Kendime küfür ettim. Sigarayı söndürüp mutfağa uğradım. Bi' vermidon içip "Uyuyim bari .mına koyim baş ağrısı geçer belki.." diyerek odama doğru yöneldim. Becerebilirsem bi - iki saat uyuyp kalkıcak ve işe gidicektim. Yaratık çocuktan ses yoktu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder